Rafine zeytinyağı ya da rafine tereyağı, margarin gibi yağlara kıyasla kanser riskini azaltır. Ama tüketilen miktar itibariyle, iyileştirici değil, ancak koruyucu bir unsur olarak değerlendirilebilir...
Kafein ve kahve farklı şeylerdir, kafein direkt olarak kanseri tetiklemez, kahvenin içindeki diğer bileşenlerin ise kansere sebep olduğuna dair bir bilgi yoktur...
Katkı maddeleri direkt olarak kansere sebep olmaz, her biri ayrı ayrı test edilip onaylanır. Ama bir gıda içerisinde farklı katkı maddeleri bir arada kullanılabilir ve bu gıdalar gerekli testlerden genellikle geçmemiştir..
Kolesterol ve kanser arasındaki bağı anlamaya yönelik araştırmalar sonuç vermemiştir. Ama kolestrolü olan insanların kalp rahatsızlığı olma ihtimali daha yüksektir ve kalp hastası olan bir insanda kanser görülme riski da..
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar tatlandırıcıların mesane kanserine sebep olabileceğine işaret eder ama insanlar için bu bulgu geçerli değil. Nişasta bazlı tatlandırıcıların tüketimi sınırlanmalı...
Sigara ve tütün tüketimi özellikle akciğer kanseri ve mesane kanserlerini olumsuz etkiler, diğer kanser türlerinde etkisi çok azdır...
Alkol tüketiminin kansere sebep olup olmadığını anlayabilmek için bileşimlerini incelemek gerekir...
Besinler kaliteli oldukları sürece kanser riskleri azdır. Önemli olan mümkün olduğunca az işlemden geçmiş besinler tüketmek...
Bugüne kadar yapılan değerlendirmelerde özel bir yiyecek grubunu kanserle ilişkilendirme çabasını öne çıkarıyor, oysa uzun raf ömrü olan besinlere içerdikleri koruyuculardan dolayı daha fazla dikkat etmek gerekiyor..
Kanser ile beslenme arasındaki bağlantı uzunca bir süre kötü beslenme, alkol tüketimi gibi konularla ilişkilendirildi, oysa tüketilen hayvanların yemleri, genetiği değiştirilmiş ürünler de göz önünde bulundurulmalı...
Obezitenin genetik yanı vardır, ama obeziteyi açıklayan tek unsur genetik faktörler değildir..
Obezite cerrahisinin farklı yöntemleri var. Mide kelepçesi ameliyatları son yıllarda çok nadir uygulanıyor. Artık daha çok gastrik bypass ameliyatları ile obezite tedavisi yapılıyor...
Obezite hastalarının diğer ameliyatları normal hastalara göre zordur. Ancak obezite cerrahisi toplumun algıladığı gibi tehlikeli değildir...
Obezite cerrahisi vücut/kitle indeksi 40'ın üzerinde olan hastalara iki-üç diyet başarısız girişimden sonra uygulanır. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi şikayetleri olan hastalarda cerrahi tedavi önerilir...
Morbid obezitede hastalardan iki ya da üç kez diyet yapmaları beklenir. Morbid obezitede hasta kilo verebilir ama çok hızlı biçimde geri alır...
Morbid obezite vücuttaki pek çok sistemi etkileyerek farklı hastalıkların doğmasına yol açar. İç organlarda yağlanır. Morbid obezite, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, ani beyin kanaması, eklem rahatsızlıkları gi..
Morbid obezitede şişmanlık vücudu tahrip edici orandadır. Kişinin vücut/kitle endeksi 40'ın üzerindeyse morbid obeziteden bahsedilebilir. Morbid obezite hem yaşam kalitesini düşürür hem de yaşam süresini kısaltır...
Obezite vücutta aşırı yap toplanmasıdır. Bu yağlanma iç organlara da yayılır. Obezite, kalp hastalıkları, şeker hastalığı, eklem rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığa neden olabilir...
Mide spazmı bir hastalık değil, bulgudur. Reflü hastalığında göğüs ağrılarının yanı sıra mide spazmına rastlanabilir. Fazla alkol tüketimi ve stres de midede kramp tarzı ağrılara neden olabilir...
Mide ekşimesi bir anda meydana gelmişse gastrit, mide boşalımının güçlüğü gibi durumlar düşünülebilir. Mide ekşimesi sürekli bir hal aldıysa halikobakter plori ya da ülser açısından hastanın değerlendirilmesi gerekir...
Mide yanmasının yanı sıra hasta kilo kaybediyorsa, bu şikayet hastanın günlük faaliyetlerini çok etkiliyorsa mutlaka doktora başvurmalı ve endoskopik tetkiklerden geçmeli...
Mide yanması sırasında rahatlamak için hasta asit içermeyen bir sıvı tüketebilir. Asit düşürücü solüsyonlardan kullanabilir. Uzun süren mide yanması şikayetlerde mutlaka doktora başvurmak gerekir...
Mide yanmasının neden kaynaklandığını anlamak için klinik muayene yapmak gerekir. Endoskopik tetkikler de tanı aşamasında gereklidir...
Mide yanması ilk etapta reflüyü, gastriti ve ülseri düşündürür. Mide yanmasından şikayetçi olanlar bilinçsiz ilaç kullanımı yerine bir doktora başvurmalı...
Bazı özel durumlarda reflü hastaları kanser riski taşıyabilir. Reflü özellikle yemek borusu kanseri riskini artıran bir durumdur...
Reflüsü olan kişiler karın bölgesini sıkan giysilerden uzak durmalı. Sık ve az beslenmeli. Çiğ sebze-meyve, şarküteri ürünleri gibi bazı yiyecekleri tüketmemeli...
Reflü yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Çiğ sebze-meyve, kahve tüketimi sınırlanır. Ayrıca reflü uyku kalitesini de ciddi anlamda bozar...
Hamileliğin ilk üç ayında hormonal değişiklikten sonra mide boşalımı azalır. Bu yüzden hamilelerde reflü sıklıkla rastlanan bir sorundur...
Hamilelikte reflü tedavisinde ilk aşamada kişi diyetine dikkat etmeli, bazı gıdaları tüketmemeli, başı yukarıda yatmalı ve karnı sıkan giysilerden uzak durmalı...
Reflü tedavi edilmezse hastanın yaşam kalitesini bozar. Yemek borusuna ve diğer organlara ilişkin birtakım sorunlar ortaya çıkabilir...