Euronews, Cenevre’de yürütülen Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için düzenlenen zirve kapsamında Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Nicos Anastasiades ile gö...
Euronews, Cenevre’de yürütülen Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için düzenlenen zirve kapsamında Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Nicos Anastasiades ile görüştü. Anastasiades Yunanca servisi muhabirimiz Efi Koutsokosta’nın sorularını yanıtladı:
Konferans öncesinde yüksek beklentileriniz vardı. Ama sonuç olarak sadece süreç hakkında bir karar alındı ve sadece Kıbrıs Rum kesimi masaya bir öneri sundu. Bu diğer tarafların çözüm arayışı içerisinde olmadıkları anlamına mı geliyor? “Öncelikle hiç birimiz buraya çok yüksek beklentilerle gelmedik. Bizim asıl isteğimiz diyaloğun başlamasıydı. Ve bunu başardık. Öncelikle her ne kadar fikir birliği oluşmasa da masaya haritalarımızı koyarak, toprak paylaşımı konusunu ele aldık. İlk kez böyle bir durum yaşanıyor. Garantiler konusuna gelince ise Türkiye ilk defa garantör ülke kuralının kaldırılması ve askerlerinin geri çekilmesini öneren bir diyalogda yer almayı kabul ediyor. Tabii sadece diyalogdan bahsediyoruz.”
Müzakerelerin en önemli noktası olan garantiler ve güvenlik konusuna gelecek olursak, bir kez daha iki tarafın görüşlerinin ne kadar farklı olduğuna şahit olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk askerlerinin asla Kıbrıs’tan ayrılmayacağını ve orada garantör ülke olarak kalmaya devam edeceklerini söyledi. Herhangi bir çözüm ihtimaline hala inanıyor musunuz?
“Her ne kadar olumsuz olsa da sadece açıklamalar ve sözlü ifadeler doğrultusunda bir yargıda bulunmamalıyız. Sonucu ve son kararı beklemeliyiz. Eğer Türkiye’nin bu konudaki tavrı değişmezse bu çözüm istemedikleri, çözüm arayışı içerisinde de olmadıkları anlamına gelir.”
Sizin de taraftar olduğunuz gibi Avrupa Birliği bu müzakerelerde yeni bir rol üstlenmek istiyor. Fakat Türkiye Dışişleri Bakanı ve Sayın Juncker arasında yaşananlara bakılınca, Türkiye’nin AB’nin üstlenmek istediği bu role olumsuz baktığını görüyoruz. Bu konuda ne kadar ısrarcı olabilirsiniz?
“Sayın Junker ve Çavuşoğlu arasında yaşanan tartışma olayın özü hakkında değil sadece süreci ilgilendiren sorunlarla ilgili. Sayın Junker’in bir taraf olarak mı yoksa gözlemci olarak mı burada bulunması gerektiği hakkında. Bu tartışma üzerinde daha fazla durmamız doğru olmaz. Şunu söylemem gerek ki Avrupa Birliği’nin ilk kez burada olması ve müdahalede bulunması beni oldukça mutlu etti. Zira AB genel olarak ikili anlaşmalara dahil olmamayı tercih ediyor. Fakat iç yönetim ve devlet yapısı hakkında iki taraf arasında varılan anlaşmanın, AB güvenlik ve mülkiyet politikasına uyumlu olup olmadığı hakkında söz hakkına sahip olmak istiyor.”
Sizce çözüme ulaşmak aylar mı yoksa yıllar mı alır?
“Bence günler içerisinde de halledilebilir ama zorlukları bilmiyor değilim. Sonuç olarak benim bu konudaki dileğim Kıbrıslıların en kısa sürede kendileri için en iyi çözüme ulaşmaları. “