Obsesif kompulsif bozukluk, kısaca okb, kaygı bozukluğu, saplantı, takıntı. Beynindeki cızırtı, içindeki bağırtı, ruhunun derinliklerinden gelen f...
Obsesif kompulsif bozukluk, kısaca okb, kaygı bozukluğu, saplantı, takıntı. Beynindeki cızırtı, içindeki bağırtı, ruhunun derinliklerinden gelen fısıltı. Obsesif aklından atamadığın takıntılı fikirlere, kompulsifse bu takıntıların tekrarlayan davranışlar halinde günlük hayatını mahvetmesine deniyor. İçindeki trol.
Bu takıntılara sahip kişiye de obsesif deniyor. Aklından geçen saçma düşünceyi gerçekleştirmezse bir şeylerin ters gideceğine inanır. Mesela evini çöple doldurmazsa kıtlıkta kalacağını, ellerini sık sık yıkamazsa mikroptan öleceğini, eski sevgilisini stalklamazsa ortadan ikiye yarılacağını düşünür. Obsesyonun kendi içinde birçok türü var: temizlik, şüphe, simetri, saldırganlık, din... Belediyenin bastığı çöp evler de obsesyonun sonucu, eşsiz koleksiyonlar da... Birçok dâhinin ve sanatçının da mükemmeliyetçiliği takıntı boyutunda olunca dünyaya silinmez izleri kazındı. Mozart, Einstein, Stanley Kubrick, Woody Allen... Sorun şu ki; Obsesyon mu mükemmeliyetten çıkar, mükemmeliyet mi obsesyondan? Ünlü yönetmen Howard Hughes mikrop kapmaktan korktuğu için kendini kapattığı otel odasında ölü bulundu. Sonra da hayatı Aviator’a konu oldu. Hüseyin rahmi Gürpınar’ın muhteşem eserlerini yazarken daktilosunu eldivenle kullandığını biliyor muydun? Ama en romantiği de As good as it gets filminde jack nicholsan’dı be! “Nefret ettiğim hapları daha iyi biri olmamı arzulattığın için alıyorum” dedi ya. Dünyanın en iyi iltifatı değil mi ya? Hayatta hepimizin takıntıları yok mu? Beni seviyor musun?
