- 10 Şubat 2018, Cumartesi - 16:15 tarihinde eklendi.
- Kategori Son Haberler
“Moda dünyasının önemli isimlerinden Lübnanlı tasarımcı Elie Saab, Küresel Tartışmalar’a hoş geldiniz. Moda, Ortadoğu ve Batı arasındaki ba...
“Moda dünyasının önemli isimlerinden Lübnanlı tasarımcı Elie Saab, Küresel Tartışmalar’a hoş geldiniz. Moda, Ortadoğu ve Batı arasındaki bağı nasıl inşa edebilir?”
Elie Saab:
“Moda tasarımının sınırları yoktur. Herkes tarafından konuşulan evrensel bir dildir. Sinema gibi kendine yeten bir sanattır ve konuştuğu dil çok güzeldir.”
euronews:
“Kendinizi bu bağın kurucu babası olarak görüyor musunuz?”
Elie Saab:
“Elbette, yaptıklarım insanları, özellikle de Arap gençliğini etkilemekte. Uluslararası olarak tanınmaya başlandığımda ya da daha önce, moda tasarımcısı olarak başladığım ilk gün büyük bir hedefim vardı. Bu meslekte yer edinmek, isim yapmak. Bu hiç kolay olmadı. Fakat şu anda bulunduğum pozisyona geldiğim için mutluyum. Dolayısıyla bugün Ortadoğu’yla dünyanın geri kalan kısmı arasında bir köprü olmak benim için gurur verici. Uluslararası moda defilelerinde Ortadoğu’nun kendine özgü dilini oluşturmasını istedim. Bölge gençlerinin gayet yetenekli olduklarının ama fırsatlara da ihtiyaç duyduklarının farkındayım.”
euronews:
“Sizin bir sözünüzü aktarıyorum; ‘yetenek tek başına tasarımcı olmak için yeterli değil, durmaksızın çalışmak ve kararlılık lazım’. Yeni neslin bu görüşünüzü paylaştığını düşünüyor musunuz?”
Elie Saab:
“Sadece yetenekli olmak yetmez. Gerçekten önemli olan, sahip olduğunuz yeteneği nasıl yönettiğinizdir. Bu yetenek kadar önemli bir şey. Maalesef, başarının ilk adımında sarhoş olan çok fazla genç var. Ulaşabilecek bir başarının en büyük düşmanı budur. Sürekli ve kalıcı bir başarı aşamasına ulaşabilmek yani başarıda muvaffak olmak adım adım inşa edilen ve birçok unsurdan oluşan bir koleksiyondur.”
euronews:
“Yani birikim süreci diyebilir miyiz?”
Elie Saab:
“Kesinlikle. Başarı bir dizi başarıya dayanır. Aniden gelen başarıya inanmıyorum.”
euronews:
“Avrupa’da ilk başladığınız zamanlarda birçok zorlukla karşı karşıya kaldınız. Bugün Avrupa, markanız için en önemli merkezlerden biri haline geldi. Bu tecrübenizi anlatır mısınız?”
Elie Saab:
“Uluslararası pazara girmek çok zor oldu. Avrupa’ya açıldığımda, daha önce hiç kimse adımı duymamıştı. Haute Couture koleksiyonlar tasarlayan Orta Doğulu biriydim. Büyük bir cesaretti benim için. İlk Roma’da başladım, 1996’da. O zamanlar Arap dünyasında çok iyi tanınmıştım ama Avrupa’da değil. O yüzden her şeye yeni baştan başlamalıydım. Şimdi geriye baktığımda, bu sektöre giren gençlere öncü olduğumu, onlara fırsatlar kapısını açtığımı görebiliyorum.”
euronews:
“Avrupalılar özellikle son mülteci krizinden sonra, genç Arap neslini nasıl görüyor? Avrupa’da bir yük olarak mı yoksa farklı bir kültür kaynağı olarak mı görülüyorlar?”
Elie Saab:
“Arap gençlerinin çoğu yetenekli ve çalışkandır. Nerede olurlarsa olsunlar, bulundukları yerde gerçekten olumlu bir kazanç olabilirler. Eğer Avrupa buna daha fazla önem verirse, çoğu yetenekli olan Arap mültecilerin varlığından kazanç sağlayabilir. Belki şu anda bazı zorluklar yaşamaktadırlar, ancak onların çoğu öğrenmeye hazır. Bulundukları her yerde değerli birer insan kaynağı olacaklardır.”
euronews:
“Aynı anda hem yaratıcı bir tasarımcı hem de girişimci nasıl olunabilir?”
Elie Saab:
“Tasarımlarımın dünyada birçok kadın tarafından beğenilip giyildiğini görmek de hoşuma gidiyor. Fakat sadece tasarım ve yaratıcılık amacıyla modanın içinde olmak bana yetmezdi. Ticaret, hayatta çalışmaya başladığım ilk günden beri kanımda vardı. Biliyorsunuz, Elie Saab şimdi çok büyük bir grup. Şirketi ticari bir amaç doğrultusunda yönetmeseydik şu anki pozisyona gelemezdik. Moda, birçok iş imkânı sunan bir sektör. Ancak Ortadoğu’da henüz yeni bir endüstri. Ortadoğu dahil tüm dünyada moda ve tekstile yatırım yapmaya, para yatırmaya istekli bir çok yatırımcı var.”
euronews:
“Valentino gibi büyük Avrupa markalarını satın alan Katar menşeli Asya yatırımları hakkında neler söylersiniz?”
Elie Saab:
“Her moda şirketi bir banka gibidir. Bu şekilde düşünmezsek, şirket erir ve başarısız olur. Örneğin, Katar yatırım yaptığında, Valentino’ya bir miktar para koyarak onu başka bir seviyeye taşıdı. Firmayı finansal olarak desteklediler ve bu da Valentino’nun kendisini şu anki konumunda bulmasına neden oldu.”
euronews:
“Tasarımlarınızdaki sanatsal vizyon ile spesifik kültürel eğilimler arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?”
Elie Saab:
“Bu dengeyi geçmişte daha çok dikkate alırdım. Bugün ise tasarımın güzelliği ön planda. Güzellik tüm kültürleri etkileyebiliyor. Önemli olan tasarımcının kendi çizgisini, kimliğini koruduğu ve aynı kaldığıdır.”
euronews:
“Lüksü nasıl tanımlarsınız?”
Elie Saab:
“Lüks para ile satın alınamayan her şeydir. İstediğimiz her şeyi satın alamayız. İnsanların hayal ettiği şeyleri bir düşünün! Maddi imkanlara sahip olsalar bile satın alamazlar.”
euronews:
“Nasıl hatırlanmak istersiniz?”
Elie Saab:
“Dürüst olmak gerekirse, hatırlanmak istiyorum. Hayata veda ettikten sonra hatırlanacağım zamanın, yaşadığım zamandan çok daha uzun olacağını hissediyorum.”
-
Modaya Ortadoğu Damgası Vuran Tasarımcı Elie Saab Haber İzle Haber İzle