Maviş üç tane martı tarafından kovalanmaktadır. Bir köşeye sıkışsa da yine de martılarda kurtulmayı başarır ve 9 taş oynamakta olan dörtlümü...
Maviş üç tane martı tarafından kovalanmaktadır. Bir köşeye sıkışsa da yine de martılarda kurtulmayı başarır ve 9 taş oynamakta olan dörtlümüzün yanına gelir.
Oyun sırasında dörtlümüz üst üste koydukları taşların hareket ettiklerini fark ederler. Hareket eden taşları korkuyla takip edince bunun, taşları üzerine koydukları bir kaplumbağa olduğunu anlarlar.
Kaplumbağa derenin kenarına bıraktığı yumurtasına ulaşmaya çalışmaktadır. Derenin akışı yön değiştirince yumurta da sulara kapılır. Dörtlümüz yumurtayı kurtarmak için harekete geçer. Yumurta küçük bir çağlayanın tepesinde ağaca asılı kalır.
Dörtlümüz yumurtayı zor da olsa bir çubuk yardımıyla derenin diğer tarafına itmeyi başarırlar. Bu sırada martılar tepelerinde uçmaktadır.
Yumurta çatlayıp içinden sevimli mi sevimli bir yavru kaplumbağa çıkar. Anne kaplumbağa yavrusuna ulaşmak istemektedir. Martılar, yumurtadan çıkan yavruyu görmüşler ve ona saldırmaya hazırlanmaktadırlar.
Kaptan bir plan yapar. Tamtam martıları attığı simit parçaları ile oyalayarak yavrudan uzak tutarken Kaptan, Biberiye, Poğaça ve Maviş de bir hazırlık içindedir. Simit bittiğinde martılar kaplumbağa yavrusuna saldırmak üzere alçalmaya başladıklarında üzerlerine gelen devasa kuşu görüp kaçarlar.
Üzerlerine gelen ağaç dalları ve yaprakları kanatlarına ve kuyruğuna bağlanarak kocaman ve korkunç bir kuş haline getirdikleri Maviş’ten başkası değildir. Anne ve yavru kaplumbağa sağ salim birbirlerine kavuşmuşlardır.