- 11 Nisan 2020, Cumartesi - 11:31 tarihinde eklendi.
- Kategori Türkçe Müzik
Evveeet…
“Demo 2” albümünün en demo şarkısıyla tekrar merhaba. 11 yıl önce henüz bestelenme aşamasında kaydedilmiş haliyle üstelik…
Sözle...
Evveeet…
“Demo 2” albümünün en demo şarkısıyla tekrar merhaba. 11 yıl önce henüz bestelenme aşamasında kaydedilmiş haliyle üstelik…
Sözleri, kayıt esnasında prozodik çözümlemeler için uydurduğum “badidi bidudi” diye bir şeyler gördüğünüz gibi. Yeri gelmişken şu DEMO dediğim şeyin ne olduğunu bir kez daha anlatayım. Zira halen demo şarkıyı tamamlanmış ve yepyeni bir şarkıymış gibi algılayanlar olabiliyor.
Demo, bir şarkının ilk bestelendiği andan olgunlaşıp tamamlandığı ana kadarki kreatif ve müzikal denemelere verilen addır. Besteci, yorumcu ve müzisyenlerin mahrem alanıdır, bir tür yatak odasıdır şarkıların. Doğal olarak en iyi haline gelene kadar (tabii bizce) sunmak istemeyiz. Günün sonunda 45 yıla merdiven dayamış, kişisel tarihimize bir saygı duruşu olarak stüdyomuzun kapılarını ardına kadar açmak istedim artık. ”Gözümde canlanır koskoca mazi” hesabı yani. Böyle anlatınca da gözüm doluyor hemen...
Gelelim sadede...
Normalde şarkıların bu eski veya ilk hallerini paylaşırken çok neşeli olurum, hele içinde bir muzurluk, gülümsetecek bir detay varsa… Bu da öyle şarkılardan biri aslında da ben, ben değilim içinden geçtiğimiz, daha doğrusu içimizden geçen bu Korona günlerinde… An itibarıyle saat sabah 7:30. 6:00’da uyandım da haberlerden gözümü alıp lafımı sözümü toparlayamıyorum bir türlü… Sabahın köründe keyfimden uyanmadım ayrıca; eve yeni sızan mahallemiz sakinlerinden siyah-beyaz kedimiz Beşiktaşlı Bambam’ın en incesinden viyik viyik sesi yüzünden. Kapı baca her yer açık olduğu halde ısrarla aynı pencereden girmek istediği için (Eski İstanbul’un gülle ağırlığında asansör pencerelerinden bahsediyorum.) sayesinde kol kası yaptık. Bambam burnunun yanına yapışmış gözleriyle ayaklarıma dolanarak sabah kahvaltısını ederken tabii ki duyan geldi... Başta doğaya müdahale edebileceğine inanan hadsizler tarafından laboratuvarlarda üretilen “Scottish”gillerden Tiger. Cancağızımın IQ’su epeyce düşük, artı obsesif kompulsif. Onda da mamasını banyoda yeme takıntısı var. Arkasından tanıdığım gelmiş geçmiş en şirret kedi Atike, nam-ı diğer Fazilet Hanım. Derken, sevdalanıp kapı komşum Kenan Doğulu’ya kaçan ama ihtiyaçlarını bende gidermeye devam eden çıkarcı Fincan. Ve de bunların hepsi kuma gibi üstüne geldiği için akli dengesini yitirmiş, gözlerini belerterek beni izleyen ana kraliçe Sütlü ki, biraz sonra sinirinden ya kendini ya beni yolacak. Neyse ki, siyam ikizim, bir tarafını bana yaslamadan duramayan ve yaslandığı yerden sürdürülebilir ısı kaynağı oluşturarak ayarlarımla oynayan Yumyum zuhur etmedi henüz. Yani, rutin sabah hizmetlerimi yerine getirdikten sonra yazının başına oturdum.
Başımıza gelen şeyin adına Hayat diyoruz arkadaşlar, küçücük aklımızla yönetebileceğimizi, değiştirip dönüştürebileceğimizi zannettiğimiz evrenin kusursuz matematiğiyle dövülerek terbiye ediliyoruz şu an… Öyle ya da böyle geçilecek bu ateş çemberinden. Anadolu’nun özdeyişlerini çok önemserim. Kim bilir kaç yüzyıllık deneyimlerden defalarca sınanarak süzülmüşlerdir, az ama özdürler. Bilhassa dar zamanlarda tek bir satır bütün endişelerimizin, sorularımızın cevabı olabilecek güçtedir. Demem o ki “Kışın sonu bahardır.”
Cezayla yaptığımız düette dediydim: “Gelsin hayat, bildiği gibi gelsin. İşimiz bu: Yaşamak. Unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak…”
Sürece tam uyumlanamadığımız bu karantina günlerinde sizin için pösteki saymaktan daha eğlenceli bir öneri olarak seçtim bu şarkıyı. Bestelerken bi’ tarafımdan uydurduğum sözleri de hece hece yazdım. Onları dinleyip karıştırıp başa döne döne yazıya dökmek de benim için çok eğlenceliydi (!).
Şimdi ne yapıyoruz? Kafamıza birer huni geçirip satır satır bu sözleri ezberliyoruz ve tarihin ilk Korona korosunu hayata geçiriyoruz. Her koşulda hayatı oyun oynar gibi yaşamak kolaylaştırıcıdır. Her şeye rağmen şenliklidir. Ezo Sunal’ın klipteki tabloları gibi. Deneyin derim. ????
Bana bakın!!!
Oturun oturduğunuz yerde, gıpraşmayın. Şarkının sözlerini sular seller gibi ezber edin, Korona geçtiğinde sınav yapıcam. Ödülünüz bu süreçte birikecek yeni sözler ve besteler. Bu yazmış olduğum cümle tamamıyla latifedir, şakadır, aman deyim. ????
Malum sinirler bozuk, ciddiye alanlar malanlar olur, bir de benim yüzümden iyice atmasın asfalyalar. ????
Sevgim, şefkatim, enerjim, duam artık neyim varsa hepsiyle canlı, cansız cümlenizi sarar, sarmalar, kucaklarım...
Not: Başta doktorlar, hemşireler ve tüm sağlık çalışanları; hakkınız ödenmez. Koşullarınızı çok iyi bilen biri olarak onca özveriye karşın şiddetin elinin size bile uzanabilir olması içimde yaradır. Tanrı her birinizi esirgesin. ????????????????????????????????????????????
Sezo
_________________________________
Söz & Müzik: Sezen Aksu
Gitar: Mustafa Ceceli
2009 yılında Petek Dinçöz tarafından seslendirilmiştir.
_________________________________
Video Prodüksiyon: Videomite
_________________________________
#sezenaksu #türkçepop #minikserçe #sezenaksuşarkıları #turkishpop #eniyitürkşarkılar #sezenaksusongs
-
sezen aksu ne yapayım Şimdi ben? official video