Ruh Üç Yerden Teslim Edilir! Göbek Deliği Kalp & İki Kaşın Arası! Bölgeyi Sen Belirliyorsun

???? Bunca spiritualite arasında Allah nerede!
Ben yarattım tezahür ettirdim, var ettim, yok ettim !
6:40
???? Misal alemi neresidir ?
???? Nasıl yaşarsan öyle canlı verirsin !
Ona göre bir melek gelir !
???? Ölüm anını deneyimledim!
Yaşanılan duyguyu çok iyi tanımlayabiliyorum!
???? Ölen kişi ağzını burnunu derisini hisseder , ama kullanamaz!
???? Üçüncü gözünü açmak için uğraşanlar yapmayın başınıza iş açarsınız!
???? Nefsi ile ölen ruhuyla doğamaz,
Yani Allah’ına kavuşamaz !
Dünya üzerinde yaşamın temelini oluşturan manevi varoluş, zaman zaman sorgulanır. Peki, bu spiritüel düşünceler arasında yüce yaratıcının yeri neresidir? İnsanlık tarih boyunca kendini ve evreni yaratan güce dair sorular sormuştur. Evrenin karmaşık yapısını ve varlığımızın anlamını keşfetme arzusu, bizleri bu tür düşüncelere sürükler. Metafizik ve Parapsikoloji Uzmanı Ercan Han Üşümez; Bunca spiritualite arasında Allah nerede! Ben yarattım tezahür ettirdim, var ettim, yok ettim ! diyor. Peki bu ne anlama geliyor? Spiritüellikte dinin yeri nerede?

Her şeyi yaratan ve sona erdiren yüce güç, her birimizin hayatında farklı şekillerde tecelli eder. Bizler, varoluşumuzun her anında bu yaratıcı güçten izler taşırız. Her birimiz, bu evrende birer tezahürüz; düşüncelerimiz, eylemlerimiz ve tercihlerimizle kendi gerçekliğimizi şekillendiririz. Bu düşünce, her birimizin hayatını, yaşadıklarını ve sonuçlarını derinden etkiler.

Misal alemi, yani örnekler aleminde yaşadığımız bu dünya, aslında daha büyük bir gerçekliğin sadece bir yansımasıdır. Bu düşünce, Platon’un idealar teorisine dayanır. Platon’a göre gerçek, gözle görülen dünyadan ziyade, idealar aleminde mevcuttur. Bizler bu dünyada ideaların gölgelerini yaşarız; yani her şey bir örnektir, asıl olan ise metafiziksel dünyadadır. Metafizik ve Parapsikoloji Uzmanı Ercan Han Üşümez; Misal alemi neresidir ? diye soruyor. Peki misal alemi gerçekte var mı? varsa nerede?

Hayatımız boyunca sergilediğimiz davranışlar ve kullandığımız enerji, ölüm sonrası karşılaşacağımız manevi durumu şekillendirir. Nasıl bir hayat yaşarsak, ruhumuz da o denli bir yansıma gösterir. Eğer dünya hayatında manevi ve ahlaki değerlere önem verirsek, ölüm sonrasında da huzurlu bir ruh haliyle karşılanırız. Geleneksel inanışlara göre, kişinin ölüm anında yaşadığı manevi hali, onun sonraki varoluşunu belirler. Bu an, ruhun bedenden ayrılma sürecidir ve kişi bedeninin varlığını hisseder ancak onu kontrol edemez.

Ölüm anı, birçok kültürde ve inanç sisteminde farklı şekillerde tasvir edilir. Ölen kişi, bedeninin her bir parçasını hissetse de, artık onları kullanma yetisine sahip değildir. Bu durum, ruhun bedenden tamamen ayrılmasının eşiğinde olduğunu gösterir. Ruh, maddi dünyanın sınırlarını aşarak başka bir varoluşa geçiş yapmaya hazırlanır.

Bazı spiritüel uygulamalarda 'üçüncü göz' olarak adlandırılan, alnın ortasında kabul edilen metafiziksel bir algı merkezi bulunur. Bu merkez, kişinin ötesindeki gerçeklikleri görebilmesini sağladığına inanılır. Ancak bu tür derin spiritüel pratikler bazen beklenmedik sonuçlar doğurabilir ve kişinin yaşamını zorlaştırabilir. Bu yüzden bu tür uygulamalara başlamadan önce derin bir bilgi ve rehberlik önem taşır.

Ruhun ölümle birlikte tam anlamıyla bir özgürlüğe kavuştuğuna inanılır. Ancak bu özgürlük, kişinin yaşamı boyunca yaptığı spiritüel tercihlere bağlıdır. Nefsi arzularla dolu bir hayat, ruhun özgürleşmesini zorlaştırırken, yüksek manevi amaçlar güden bir yaşam, ruhu yüceltir ve yaratıcıya yakınlaştırır. Metafizik ve Parapsikoloji Uzmanı Ercan Han Üşümez; Nefsi ile ölen ruhuyla doğamaz, Yani Allah’ına kavuşamaz ! diyor. Çok iddialı bir söylemde bulunuyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda.

Bu dünyada yaptığımız her tercih, aslında öteki dünyada ruhumuzun hangi hale bürüneceğini belirleyen bir adımdır. İyi veya kötü, her eylemimiz, ruhumuzun evrensel yolda ilerleyişini şekillendirir.